1757 - 808 tarihlerini kapsayan bu dönemde, süsleme unsurlarında ve mimaride, Avrupa mimarisinin Barok ve Rokoko üslubu hakim olmuştur.Avrupa’ya baktığımızda önce Barok üslubu daha sonra onu Rokoko üslubunun izlediği görülür. Bu Osmanlı’da tam tersi olarak ilerlemiş, önce Rokoko üslubu daha sonra Barok üslubunun etkileri hissedilmiştir.

III. Ahmet Çeşmesi’nin cephelerinde kullanılan Akant Frizi ile ilk defa Rokoko üslubunun etkileri görülmeye başlanmıştır. Ancak bu iki üslubunun arasındaki fark çok uzun sürmemiştir. III. Ahmed Çeşmesinde (1729) görülen Akant motifinden sonra, klasik dönem üslubuna aykırı ilk Barok yapı, I. Mahmut’un yaptırmış olduğu, Nuruosmaniye Camisi olmuştur.

Nuruosmaniye Camii
Nuruosmaniye Camisi

Osmanlı Barok Mimarisinin başlangıcı olarak kabul edilen Nuruosmaniye Camisi, aynı zamanda Osmanlı anıtsal cami mimarisinin son örneği olması bakımından da önem arz etmektedir. Laleli Cami'de dönemin eserleri arasındadır.  Bu dönem Barok dini mimarisi, 1826’da II. Mahmut’un yaptırdığı Nusretiye Camisi ile sonlanmıştır.Dini mimari dışında, bu üslupların etkisini büyük oranda görebileceğimiz sivil mimari ürünleri; köşk ve saraylardır

Nusretiye Camii
Nusretiye Camii

1808 tarihinden sonra Türk Ampir Üslubu, 1860 yıllarına kadar etkisini sürdürecektir.