Dur, hazır ol, geç bir gün içinde kaç defa bununla karşılaşıyorsun?
Trafik lambalarından bahsediyorum, benim gibi büyük bir kentte yaşıyorsan kimi zaman bu lambalar ölüm gibi geliyor, beklemek insanlar için hep olumsuz olarak yorumlanıyor, yapılan bir araştırmaya göre ortalama yaşayan bir insan, ömrünün üç ayını trafikte geçiriyor ki bence bu daha da fazla. Sürekli bir yerlere yetişmeye çalışan biz insanlar için kırmızı ışığa denk gelmek canımızı sıkıyor. Beklemek her ne kadar sıkıcı, zaman kaybı gibi gelse de trafikte hoşgörünün sıfır olduğu bir gerçek, durum böyle olunca ister taşıt kullanıcısı olun, ister yaya olun trafik lambaları bir nimet.
Trafik ışıklarına uyun, kendinizin ve başkalarının hayatlarına saygı duyun falan filan. Okuyucu kitlem eğer ilkokul çocukları olmuş olsaydı muhtemelen bu yazı bu ve benzeri cümlelerle devam ediyor olacaktı. Çocuklar eğer sizde buradaysanız bunları zaten okulda öğreniyorsunuz ve biz yetişkinlere göre de kurallara uymakta daha dikkatlisiniz biliyorum. Ben biraz daha bu üç rengin ilgi çekici kısmına değineceğim yani okumaya devam edebilirsiniz.
İlk trafik ışıkları 1868’de Londra’da kullanılmaya başlandı. Yani otomobillerin icadından daha önce bu ışıklar hayatımıza girmişti çoktan at, eşek, deve gibi binek hayvanları kullanılırken dahi trafik problemi vardı ki anlaşılan çözüm aradılar.
Londra emniyet müdürü olan Richard Mayne, parlamenterlerin parlamento binasına bu trafik sorunuyla uğraşmadan daha güvenli ulaşabilmesi için ilk trafik lambasını kullandı. Bu bizim bildiğimiz lambalardan biraz daha farklıydı tabi ki, gazla yakılıyor, bir eksen etrafında döndürülebilirdi ve kırmızı ve yeşilden oluşuyordu ki buda gayet normal.
Bu lambaların kullanımı 1 yıl kadar sürdü çünkü gazdan dolayı lambalar patlıyor ve risk oluşturuyordu. Geçen 55 yılın ardından ilk elektrikli trafik lambasını 1914’de Afrikalı Garrett Morgan tarafından icat edildi. 1929 yılında ise Türkiye’de, İstanbul’da kullanılmaya başlanmış ve zamanla yayılmıştır. Neden bu renklerin kullanıldığına gelince yeşil, kırmızı tonları renk körü olan insanlarında ayırt edebileceği renkler oluşundan dolayı tercih edilmiş.
Bu kadar sık karşılaştığımız lambaların öyküsünü bilmek belki bir gün kırmızı ışıkta beklerken aklınıza gelecek, belki yanınızdaki kişiye anlatacaksınız veee yeşill!! Yani benim sayemde en azından bir kırmızı ışığı sıkılmadan geçireceksin.
Yorumlar