Osmanlı Mimarisi, imparatorluğun beylik olarak kurulmasıyla birlikte hüküm sürdüğü dönemlerde, inşa edilen eserleri ve mimari üslupları kapsamaktadır. Her dönem kendine özgü özellikleri barındırdığından ve çeşitli üslupların etkisi ile gelişen yeni bir mimari anlayış ile ürünlerin ortaya koyulmasından, Osmanlı Mimarisi üç döneme ayrılarak incelenmektedir.
Bursa Üslubu olarak da bilinen, Erken Dönem Osmanlı Mimarisi; 1299- 1501 tarihlerini kapsamaktadır. Bu dönemde inşa edilen yapılar çoğunlukla İznik, Bursa ve Edirne şehirlerinde yer almaktadır. 1501- 1703 tarihlerini kapsayan Klasik Dönem ise; ağırlıklı olarak İstanbul’da ve büyük şehirlerde hissedilen, dini ve kamu yapılarının en görkemli şekilde inşa edildiği dönemdir. Mimar Sinan’ın ölümü üzerine Klasik dönem kapanmış ancak bu dönemin etkileri görülmeye devam edilmiş. Bu etkileri özellikle, cami planlarında görmek mümkündür (Kayhan,2016:1-7).

Geç Dönem Osmanlı Mimarisi'nin oluştuğu 18. ve 19. yüzyıllar Osmanlı’nın gerileme dönemi olarak adlandırılmaktadır. 18.yüzyılda askeri ve siyasi alanda başlayan gerileme dönemi, mimarlık alanında tam tersi etki yaratmıştır. Osmanlı sanatına, Batı etkilerinin girdiği bu dönemde özellikle süslemede Barok, Rokoko gibi Batı kaynaklı üsluplar kendini gösterir olmuştur. Bir diğer değişim olarak, çeşme ve sebiller hızla önem kazanmıştır. Bunun şüphesiz en iyi örneği, hem çeşme hem sebil görevi gören, III. Ahmet Çeşmesi’dir.
Osmanlı, Sanayi Devrimi ile başlayan gelişim ve değişimlerin çok gerisinde kaldığını fark ederek, modernleşme politikasını benimsemiştir. Mimarideki değişimler sosyal hayatı doğrudan etkilemiş, yeni bir kavram olarak çıkan mesire alanları ve meydan çeşmeleri gibi sosyalleşme alanları oluşturulmuştur. Osmanlı Devleti'nin bu dönemdeki askeri başarısızlıklarına karşın, sosyal hayata yönelmiş olması kimi kesim için doğru bulunmayıp zevk ve sefa düşkünlüğü olarak görülmüştür.

Geç Dönem Osmanlı mimarisinde, süreç içerisinde farklı mimari üslup ve anlayışlar hâkim olmuştur. Bu yazı kısa bir özet niteliğindedir. 1900 tarihinden sonra giderek güçlenen ulusçuluk düşüncesi, Batıya bir tepki olarak gelişecek ve 1900-1930 yılları arası Neo- klasik Dönem (I. Ulusal Mimarlık Akımı) olarak devam edecektir. Geç Osmanlı döneminde mimaride etkin olan üslup ve yapılar hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki başlıklara bakabilirsin;
- Lale Devri Mimarisi (1703-1757)
- Türk Barok ve Rokoko Dönemi (1757- 1808)
- Türk Ampir Üslubu (1808- 1860)
- Seçmeli Eklektik Devir (1860-1900)
- Tanzimat Dönemi (1876- 1922)
Kayhan, Ceyda (2016). Geç Osmanlı Dönemi Mimarisi. Mimar Sinan Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Mimari Restorasyon Programı.
Yorumlar