Dünyamızda yaklaşık olarak 7 binin üzerinde aktif olarak konuşulan farklı dil olduğunu biliyor muydun? Ben bilmiyordum, en azından bu kadar fazla olabileceğini tahmin etmiyordum. Bu araştırmada da, ortalama tahmin edilen ve günlük olarak kullanılan aktif dillerin hesabı yapılmış. Hemen aklımda deli sorular dönüyor. Bu dillerin bazılarının birbirine yakın olduğunu varsayarsak, çoğunun birbirinden çok farklı olduğu kesin. Dil bilimci değilim, bu konuda çok bilgi veremeyeceğim ama aklımı gıcıklayan başka bir şey var. 

Dünya yaratıldığında tek insandan türediğimizi varsayarsak ve eğer bir dilleri varsa ya da zamanla oluşan bir dil varsa bu çeşitlilik nasıl oluştu. Üç değil beş değil tamam belki 7 bin de değil ama bir çeşitlilik oluşması gerekiyor ki günümüzde bu denli fazla dil oluşmuş olmalı. Aslında bu durumu netliğe kavuşturmak için bilim adamları toplanmış baya kafa yormuşlar ama tahmin edeceğiniz üzere net olarak hah! şu diyebileceğiniz bir cevabı yok.  Durum böyle olunca birçok teori çıkmış ortaya.  Bölümüm gereği Bizans sanatı, Avrupa sanatı gibi dersler alıyorum bu dönemin yapılarında freskler, duvar resimleri bolca bulunuyor ve hepsinin bir anlamı oluyor çoğu eski ahitten konuları ele alıyor. Bu Babil kulesi efsanesi ile orada karşılaştım ve sizinle de paylaşmak istiyorum.

Saint-Savin-sur-Gartempe Manastır Kilisesi
Saint-Savin-sur-Gartempe Manastır Kilisesi

Bu teorilerin belki de en eskisi, Babil kulesi efsanesi 

Efsaneye göre, tanrıya ulaşmak daha yakın olmak isteyen insanoğlu, birlik olup göğe uzanan bir kule inşa etmeye başlar. Kulenin yapımına hemen hemen herkes seferber olmuştur ve kule kısa sürede yükselmeye başlamıştır. Bunu gören tanrı, bu duruma çok kızar ve insanoğlunu cezalandırmak ister. Sabah uyandıklarında her biri farklı bir dil konuşuyor ve kimse birbiriyle anlaşamıyordu böylece kulenin yapımı da yarım kalmıştı. Anlaşamıyor olduklarından zamanla küçük topluluklar halinde dünyanın dört bir yanına göç edip hayatlarını bu şekilde sürdüren insanoğlu böylece farklı ırkların ve dillerin oluşmasını sağlamıştır. 

Bu efsanenin farklı versiyonları olsa da sonuç hep aynı oluyor ve ilk olarak farklı dillerin oluşması bu şekilde olduğu kabul ediliyor. Ayrıca bu konu Eski Ahitin ilk kitabı olan Tevrat (Genesis) da geçiyor. 

Tevrata Babil Kulesi 

  1. Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırlardı.
  2. Doğuya göçerlerken Şinar bölgesinde bir ova buldular ve oraya yerleştiler.
  3. Birbirlerine, Gelin tuğla yapıp iyice pişirelim dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar.
  4. Sonra, Kendimize bir kent kuralım dediler, Göklere erişecek bir kule dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.
  5. Tanrı, insanların yaptığı kenti ve kuleyi görmek için aşağıya indi
  6. ve şöyle dedi:Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar.
  7. Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki birbirlerini anlamasınlar.
  8. Böylece Tanrı, onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımını durdurdu.
  9. Bu nedenle kente Babil adı verildi; çünkü Tanrı, bütün insanların dilini orada karıştırdı ve onları yeryüzünün dört bucağına dağıttı.