Arapça de-ra-se kökünden gelen medrese kelimesi, ders okunan yer, ders verilen yer anlamına gelmektedir. Çoğulu ise me-da-ris’tir. Sıbyan mektebinin üstünde orta ve yükseköğretimin verildiği yapılar olarak karşımıza çıkar. İslam tarihine baktığımızda, medrese kelimesinin 9. yüzyıldan beri kullanıldığını görürüz. Bununla birlikte resmi bir teşekkül olarak kurulan ilk medrese 10. yüzyılda Karahanlılar zamanındadır.
Nişabur çevresinde kurulan eğitim yapılarına da medrese denmiştir ve bazı İslam tarihçileri ilk medresenin Nişabur’da kurulan Beyhakiyye Medresesi olduğunu ifade etmektedir. Ancak sistem, organize ve belli bir amacı olması nedeniyle ilk medresenin, Nizamülmülk tarafından Bağdat’ta kurulan medrese olduğu görüşü genel kabul görür. Devlet eliyle kurulması, tahsilin parasız olması ve medrese teşkilatının tespit edilerek uygulanması, İslam tarihinde daha sonra kurulacak olan medreselere model olmuştur.
Türklerin Anadolu’ya gelmesiyle birlikte birçok imar faaliyetinde bulunduğu günümüze ulaşmış anıtsal yapılardan görmek mümkündür. Fetihle birlikte yürütülen iskân politikası sonucunda, Anadolu’da ilk medreselerin kurulduğu bilinmektedir. Önceleri Müslümanlığın, Sünniliğin yayılması amacıyla teşkilatlanan medreseler, ilerleyen süreçte İslami bilimlerin yanında Fen ve Sosyal Bilimler gibi farklı alanlarda da eğitim veren üniversiteler haline gelmiştir.
Medreselerin kaynağı olarak Orta Asya Türk evleri ve Budist manastırları gösterilmektedir. Bununla birlikte Büyük Selçuklu mimarisinde gördüğümüz içe dönük planlama ve eyvanlı avlu düzenlemesinin Anadolu’da devam ettiği yapılardır.
Anadolu Selçuklu Dönemi Medreseleri Genel Özellikleri
- 1. Plan olarak merkezi avlu ve eyvan düzeninde olup mescit, kışlık, öğrenci odaları gibi diğer birimlerim etrafına sıralandığı görülür. Hela gibi ıslak mekânlar, medresenin bir köşesinde ya da dışarısında yer alır.
- 2. Medreselerin bazen cami, hamam ya da türbe gibi yapılarla birlikte inşa edildiği de görülür.
- 3. Cephelere baktığımızda, taç kapının yer aldığı ön cephenin daha özenli tutulup ana caddeye bakar şekilde konumlandığını görürüz.
- 4. Anıtsal taç kapı, giriş eyvanına açılır ve ana eyvan aksında konumlandırılır.
- 5. Yapı itibariyle avlu, eyvan, kışlık, dershane, mescit, talebe odaları, yemekhane, havuz, çeşme, türbe, tuvalet gibi bölümlerden oluşur.
- 6. Ana eyvan, dershane ve mescit işlevi de taşır.
- Avlu etrafına sıralanan öğrenci odaları ise aydınlatma bakımından yetersiz olup, ısınma için tandırlar kullanılmıştır.
- Avlu medresenin ön önemli kısmını oluşturur. İslami, fen gibi bilimlerin yanında avluda beden terbiyesi üzerine de faaliyetlere de yer verilmiştir.
- Avlunun önemini arttıran bir diğer unsur, planlamaya etkisidir. Genellikle avlu merkezinde, havuz, şadırvan, kuyu gibi bir su yapısı yer alır.
- Kaynaklara baktığımızda medreseler hakkında farklı tipolojilerin yapıldığını görürüz. Bu tipoloji eyvan sayısına göre, revak durumuna veya kat sayısına göre yapılmış olabiliyor. Ancak daha anlaşılır, belki de daha doğru olabilecek tasnif Haşim Karpuz hocanın, kapalı avlulu ve açık avlulu ana başlıkları altında yaptığı tasniftir.
- Anadolu Selçuklu Medreselerinin yapı ve teşkilat bakımından Büyük Selçuklu medreselerini örnek aldığını ve daha sonraki Beylikler ve Osmanlı medreselerine basamak teşkil ettiğini söyleyebiliriz.
Anadolu Selçuklu Medreseleri Plan Tipleri ve Örnekleri
Anadolu’da mevsim ve iklim şartlarının farklı olması nedeniyle avluların açık ve kapalı olarak iki şekilde düzenlendiğini görürüz. Kapalı avlulu medreseler, kedi içinde kubbesi duvara oturanlar ve kubbesi desteklere oturanlar şeklinde alt başlıklarla ele alınır. Bu düzenlemeye sahip medreselerde Orta Asya Türk evlerinden kaynaklanan planlama açıkça görülür. Açık avlulu medreseler ise kat sayısına göre ayrılmıştır.
KAPALI AVLULU MEDRESELER | |
Kubbesi Duvara Oturanlar | Kubbesi Desteklere Oturanlar |
|
|
AÇIK AVLULU MEDRESELER | |
Tek Katlı Medreseler | Çift Katlı Medreseler |
|
|
Sonuç olarak, günümüze ulaşmış yapılardan anlaşılacağı üzere Anadolu Selçuklu Döneminde birçok medrese inşa edilmiştir. Bu medreselerin anıtsal boyutlarına ve muhteşem tezyinat unsurlarına baktığımızda Anadolu Selçuklu Devleti'nin eğitime ne kadar önem verdiğini görmekteyiz.
Anadolu Selçuklu mimarisini anlamak için sadece medreselere bakmak yeterli olmayacaktır, yine bu dönemde inşa edilmiş küçük ölçekli görünen ancak tezyinatlarıyla hayranlık uyandıran mescitler hakkında bilgi almak için; daha önce yazdığım Anadolu Selçuklu Mescitleri makaleme bakabilirsin.
Yorumlar